Kuvvetle muhtemeldir ki, Sibel Kekilli kariyerinin başlangıcında çektiği porno filmlerin bıraktığı izi hiçbir zaman silemeyecek; ve adının geçtiği her muhabbet, sonu gevrek bir gülümsemeyle biten kötü esprilere maruz kalacak -ki zaten çoğu kez o kötü esprilerin espri olduğunu o gevrek gülümsemelerden anlayacağız.
İnsanların seçim yaparken çok dikkatli olmaları gerektiği, çünkü o seçimlerin onları ömür boyu takip edeceği üzerine felsefi açılımları başka bir bloga bırakıp sadede gelecek olursak: Benim nazarımda Sibel Kekilli geçmişteki porno film tecrübesi yüzünden kendisine sıklıkla haksızlık edilen iyi bir oyuncudur. What a Man / Ne Adam Ama filmi de, bu konudaki görüşlerimin pekişmesine vesile olmuştur.
Filmi, sinema sektörünün dönüp dolaşıp aynı hikayeleri anlattığını, bu yüzden de beklentilerimizi buna göre bir çerçeveye oturtmamız gerektiğini unutmadan değerlendirirsek, bence romantik komedi türünün şifrelerini doğru çözmüş, başarılı ve eğlenceli bir film What A Man. Bu tür filmleri seviyorsanız, bunu da beğeneceğinizi tahmin ediyorum.
Filmin Türkiye'de neredeyse hiç seyirci çekmemesi talihsizlik olmuş bence.
Filmin altyazılarını çeviren kişi olarak, benim için filmin en ilginç yanı Almanca olmasıydı. Zira malumunuz, ben sadece İngilizceden Türkçeye çeviri yapabiliyorum. Filmi çevirmem de, bana İngilizce altyazıların gönderilmesiyle mümkün oldu tabii.
Bu tip çalışmalara yabancı değilim aslında. Asıl diyaloglar başka dilde olduğu halde bana verilen İngilizce metin üzerinden çeviri yaptığım çok oldu. Hatta, belki hatırlayanlarınız vardır, bundan 10 - 15 yıl önce televizyonda yayınlanan "Chiquititas / Küçük Melekler" adlı Brezilyalı pembe dizinin 100'e yakın bölümünü, Portekizce aslından elimdeki yarım yamalak İngilizce metne bakarak Türkçeye çevirmiştim. Elimdeki metin de çoğu kez dizideki diyaloglarla tam örtüşmediği için, pek çok sahnedeki senaryoyu kendim uydurmak zorunda kaldım. Hatta diyebilirim ki, ben bu işi o pembe diziyi çevirirken öğrendim.
Tabii tek kelime Çince bilmeden ve hiçbir yardımcı metin olmaksızın "çevirdiğim" karate filmlerinden bahsetmiyorum bile -ki gerçekten apayrı bir deneyim olmuştu benim için.
İnsanların seçim yaparken çok dikkatli olmaları gerektiği, çünkü o seçimlerin onları ömür boyu takip edeceği üzerine felsefi açılımları başka bir bloga bırakıp sadede gelecek olursak: Benim nazarımda Sibel Kekilli geçmişteki porno film tecrübesi yüzünden kendisine sıklıkla haksızlık edilen iyi bir oyuncudur. What a Man / Ne Adam Ama filmi de, bu konudaki görüşlerimin pekişmesine vesile olmuştur.
Filmi, sinema sektörünün dönüp dolaşıp aynı hikayeleri anlattığını, bu yüzden de beklentilerimizi buna göre bir çerçeveye oturtmamız gerektiğini unutmadan değerlendirirsek, bence romantik komedi türünün şifrelerini doğru çözmüş, başarılı ve eğlenceli bir film What A Man. Bu tür filmleri seviyorsanız, bunu da beğeneceğinizi tahmin ediyorum.
Filmin Türkiye'de neredeyse hiç seyirci çekmemesi talihsizlik olmuş bence.
Almanca Filmin İngilizce Metni Üzerinden Çeviri
Filmin altyazılarını çeviren kişi olarak, benim için filmin en ilginç yanı Almanca olmasıydı. Zira malumunuz, ben sadece İngilizceden Türkçeye çeviri yapabiliyorum. Filmi çevirmem de, bana İngilizce altyazıların gönderilmesiyle mümkün oldu tabii.
Bu tip çalışmalara yabancı değilim aslında. Asıl diyaloglar başka dilde olduğu halde bana verilen İngilizce metin üzerinden çeviri yaptığım çok oldu. Hatta, belki hatırlayanlarınız vardır, bundan 10 - 15 yıl önce televizyonda yayınlanan "Chiquititas / Küçük Melekler" adlı Brezilyalı pembe dizinin 100'e yakın bölümünü, Portekizce aslından elimdeki yarım yamalak İngilizce metne bakarak Türkçeye çevirmiştim. Elimdeki metin de çoğu kez dizideki diyaloglarla tam örtüşmediği için, pek çok sahnedeki senaryoyu kendim uydurmak zorunda kaldım. Hatta diyebilirim ki, ben bu işi o pembe diziyi çevirirken öğrendim.
Tabii tek kelime Çince bilmeden ve hiçbir yardımcı metin olmaksızın "çevirdiğim" karate filmlerinden bahsetmiyorum bile -ki gerçekten apayrı bir deneyim olmuştu benim için.
Yorumlar
Yorum Gönder