TWILIGHT BREAKING DOWN PART 2

Serinin daha önceki tüm filmleri gibi, final filmini de sinemaya ben çevirdim. "O kadar çevirmişsin madem, ne kaldı aklında?" diye soracak olsanız, birkaç sahne haricinde pek bir şey hatırlamadığımı itiraf etmek zorunda kalırım; ama sonuçta bu filmi benim gibi orta yaşlarına gelmiş göbekli Türk erkekleri beğensin diye çekmedikleri için, yapımcıların benim filmi hatırlayıp hatırlamamamı pek de umursayacaklarını sanmam.

Yapımcılar, doğal olarak işimi iyi yapıp yapmamamla ilgileniyor. Hiç de azımsanamayacak bir para vererek sinemaya giden seyirciler de doğal olarak benim işimi iyi yapıp yapmamamla, daha doğrusu sadece iyi yapmamla ilgileniyor. Bu işi profesyonel olarak yapan biri olarak, aslında ben bile işimi iyi yapıp yapmadığımla ilgileniyorum.

Bu filmin çevirisinin çok iyi olmadığının farkındayım ve bunun için sinemaseverlere bir özür borçlu olduğumu hissediyorum.

Filmin bana çok geç gelmesi, çeviriyi çok hızlı bir şekilde istemeleri ve kontrol etmek için neredeyse hiç zaman kalmaması; ayrıca nadiren hasta olduğum halde tam da o dönemde sürekli burnumun akmasına sebep olan bir soğuk algınlığına yakalanmam, eşimin hastanede serum takmayı gerektirecek kadar hastalanması, oğlumun olduğu aşı yüzünden ateşlenmesi ve ateşinin bizi endişelendirecek seviyelere çıkması, maalesef hep bu filme denk gelen talihsizlikler oldu.

Bunları, filmin altyazılarında karşılaşılan bazı kötü çevirileri mazur göstermek için yazmadım. Yukarıda da çok net biçimde ifade ettiğim üzere, yapımcıların ya da seyircilerin benim mazeretlerimle ilgilenmediğinin farkındayım. Ben de bir filme gittiğimde hatalarla dolu bir çeviriyle karşılaşsam ben de kızarım.

Bunları, bu blogu yazmaya hangi sebeple karar verdiysem, o sebeple yazdım: Bu işin mutfağında neler olduğuna dair küçük paylaşımlarda bulunmak için.

Örneğin, "hediye zamanı" anlamına geldiği çok belli olan "it's present time" lafını "şimdiki zaman" diye çevirmenin elbette ki pek savunulacak bir tarafı olamaz. Ayrıca bu hatayı yakalayan hiç kimsenin "Bu işte bir terslik var. Böyle çok iş yapan bir filmi teslim ettikleri çevirmenin burada ne kastedildiğini bilmiyor olmasına imkan olamaz. Başka bir şey olmuştur." demesini de pek beklemiyorum. Zaten kimse de öyle dememiş, herkes vermiş veriştirmiş.

"Bu hatayı görünce çok güldüm. Gülmekten filmin devamını seyredemedim." diyen bir eposta geldiğini hatırlıyorum. Bu arkadaşın nasıl bir mizah anlayışı varmış da bütün film boyunca bu lafa takılıp gülmekten filmi seyredememiş bilemem tabii, ama hem ondan, hem de onun gibi kötü altyazı yüzünden filmden tat alamamış herkesten tekrar özür dilerim.

Yorumlar