Avustralya'da bir sahil şehrini tsunami vurur. Bir grup insan, içi su dolan bir markette mahsur kalır. Markete ayrıca, dev dalgayla birlikte bir de köpekbalığı girmiştir.
Konusunu okuyunca insanın uzak durması gereken bir filmmiş gibi gelebilir; ama bir filmden temel beklentiniz sizi sıkmadan 1,5 saat oyalamasıysa eğer, The Bait / Yem filmini hiç ummadığınız kadar sürükleyici bulabilirsiniz. Anlaşılan, filmin yapımcıları iyi bir korku filmini asıl belirleyen özelliğin insanların kafalarının kollarının kopmasının en ayrıntılı şekilde gösterilmesi değil, iyi oturtulmuş karakterler ve bu karakterler arasındaki etkileşim olduğunu başarılı bir şekilde tespit etmiş.
Evet, içinden köpekbalığı geçen 3B bir filmde olmasını bekleyeceğiniz kadar kan da var; ama bence film asıl gücünü farklı karakterleri bir sürü laf salatasına gerek duymadan başarılı bir şekilde bir araya getirmesinden alıyor.
Tabii her şeyden önce, bunun sizi eğlendirmek için yapılmış bir film olduğunu unutmadan seyretmek gerekiyor. Yoksa, suyun altındaki küçücük bir çocuğun çok uzun bir boru yardımıyla nefes almasının imkansızlığı gibi noktalara takılırsanız işin bütün keyfi kaçar.
Bir de, hazır yeri gelmişken belirteyim, TDK'na bakacak olursanız köpekbalığı kelimesinin ayrı yazılması gerekir. Benden, resmi yazım kurallarına uygun altyazı istedikleri için filmde ben de mecburen ayrı yazdım; ama bunun çok büyük bir mantıksızlık olduğunu düşünüyorum. İki kelime bir araya gelerek asıl anlamlarından farklı başka bir kavramı ifade etmeye başlamışsa, bence o kelimenin birleşik yazılması gerekir.
Filmin Boxoffice sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Konusunu okuyunca insanın uzak durması gereken bir filmmiş gibi gelebilir; ama bir filmden temel beklentiniz sizi sıkmadan 1,5 saat oyalamasıysa eğer, The Bait / Yem filmini hiç ummadığınız kadar sürükleyici bulabilirsiniz. Anlaşılan, filmin yapımcıları iyi bir korku filmini asıl belirleyen özelliğin insanların kafalarının kollarının kopmasının en ayrıntılı şekilde gösterilmesi değil, iyi oturtulmuş karakterler ve bu karakterler arasındaki etkileşim olduğunu başarılı bir şekilde tespit etmiş.
Evet, içinden köpekbalığı geçen 3B bir filmde olmasını bekleyeceğiniz kadar kan da var; ama bence film asıl gücünü farklı karakterleri bir sürü laf salatasına gerek duymadan başarılı bir şekilde bir araya getirmesinden alıyor.
Tabii her şeyden önce, bunun sizi eğlendirmek için yapılmış bir film olduğunu unutmadan seyretmek gerekiyor. Yoksa, suyun altındaki küçücük bir çocuğun çok uzun bir boru yardımıyla nefes almasının imkansızlığı gibi noktalara takılırsanız işin bütün keyfi kaçar.
Bir de, hazır yeri gelmişken belirteyim, TDK'na bakacak olursanız köpekbalığı kelimesinin ayrı yazılması gerekir. Benden, resmi yazım kurallarına uygun altyazı istedikleri için filmde ben de mecburen ayrı yazdım; ama bunun çok büyük bir mantıksızlık olduğunu düşünüyorum. İki kelime bir araya gelerek asıl anlamlarından farklı başka bir kavramı ifade etmeye başlamışsa, bence o kelimenin birleşik yazılması gerekir.
Filmin Boxoffice sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

Yorumlar
Yorum Gönder