Şüphesiz ki her filmin kendine göre bir seyirci kitlesi ve her seyircinin kendine göre bir film zevki vardır. Altında kurgulanmış güzel bir hikayesi ya da iyi oturtulmuş karakterler yoksa, manyak bir katilin önüne geleni doğradığı filmler genelde pek benim tarzım sayılmaz; ama herkesin zevkine saygılıyım tabii.
Öte yandan, altyazı çevirmeni olarak, Texas Chainsaw Massacre 3D / Teksas Katliamı 3D'yi sevmemek mümkün değil. Fazla konuşma yok, ikide bir "Bunlar ne anlatıyor yahu?" diyerek interneti kurcalamamı gerektiren özel bir jargon yok, daha ne isteyeyim?
Tek sıkıntı çevirisi ne kadar basit olursa olsun, spotting list dediğimiz altyazı dosyasının kötü hazırlanmış olmasıydı. Film çevirilerinde, bize genellikle filmdeki konuşmalar metin halinde verilir. Özellikle sinema filmi çevirilerinde bu dosya çok önemlidir. Filmin asıl malzemesi, çeşitli sebeplerden dolayı vizyon tarihine çok yakın gelir. Çeviriye başlamak için filmin kendisinin gelmesini beklemeye kalkarsak, o filmin dağıtıma girmesini tehlikeye atmış oluruz. O yüzden, daha elimizde seyredeceğimiz bir materyal yokken, spotting list'i esas alarak çeviriyi yaparız; sonra da altyazı hazır olsun diye o dosyada yazan timecode değerlerini çeviriye aktarırız.
Çeviri faslından sonraki bu altyazıyı hazırlama işinin sıkıntısız olması bir tek etkene bağlıdır: spotting list'in adam gibi hazırlanmış olması. İyi hazırlanmış bir spotting list'ten iki şey beklenir:
1) Yapımcının hazırladığı spotting list'teki timecode değerleri altyazı dosyasına kolayca aktarılabiliyor mu? Spotting List eğer Word dosyası olarak gelmişse, ve timecode değerleri belirli bir sisteme göre hazırlanmışsa, illa ki ona uygun bir makro yazarak bu aktarma işini kolayca çözebiliriz. Eğer PDF dosyası gelmişse, o zaman işimiz zor demektir. Bu durumda da, örneğin AutoHotkey gibi makro programları kullanarak belirli bir hız kazanmak mümkün olsa da, yine de bir Word dosyasındaki kadar hızlı olmazsınız.
Şöyle anlatayım, Word dosyası sistemli bir şekilde hazırlanmışsa, uygun makroyu yazdıktan sonra o filmi istediğiniz formata dönüştürmeniz saniyeler sürer. Oysa bir PDF dosyasından aktarma yapıyorsanız, o iş en iyi ihtimalle 3 saat sürer.
"PDF'i Word'e çeviren programlar var. Onu kullanmayı akıl edemedin mi?" diyenleriniz olduğunu görür gibi oldum. Cevap şu: Akıl ettim. Öyle olmuyor.
2) Spotting'in filmle uyumlu olması lazım. Bazı spotting list'ler o kadar kötü hazırlanmış olur ki, neredeyse hiçbir altyazı o sıradaki konuşmalarla tutmaz. Laflar bir erken girer, bir geç girer. Tabii sizden altyazıyı isteyen dağıtımcı firma böyle bir mazeretle ilgilenmez ve haklı olarak vizyona soktuğu filmin altyazısının doğru düzgün olmasını ister. İşte asıl kabus da o zaman başlar; çünkü böyle bir durumda, neredeyse bütün altyazıları tek tek düzeltmeniz gerekir, bu da bütün filmin spotting'ini sıfırdan yapmakla aynı şeydir hemen hemen. Filmde ne kadar az konuşma olursa olsun, bütün gününüz gitti demektir.
Peki, ilk maddede bahsedip durduğum belirli bir sisteme göre hazırlanmış spotting list nasıl oluyor? Word'de makro yazan arkadaşlar bilecektir, çok tekrar gerektiren bir işi otomatiğe bağlayarak o işi hızlı bir şekilde yapabilirsiniz. Ancak her tekrarda aynı sonucu görebilmeniz için, makroyu çalıştırdığınız her seferinde, o makronun aynı tip veriyle karşılaşması gerekir. O altyazılar belirli bir mantıkla yazılmamışsa, ya da yazıldığı mantık sizin işi otomatiğe bağlamanıza müsaade etmiyorsa, makro bir işe yaramayacaktır.
Texas Chainsaw Massacre 3D / Teksas Katliamı 3D filminin spotting list'i filmle uyumluydu çok şükür, ama en azından ilk başta gelen hali makro yazmaya çok elverişi değildi. Neyse ki, yıllardır bu işi yapıyor olmanın verdiği deneyimle, bu tip sorunları bir şekilde aşmanın yolunu bulabiliyorum ama yine de bu filme özel makroyu yazarken az uğraşmadım değil.
Son olarak da, sadece yaptığınız altyazıyı filme oturtmanız yetmez. Dediğim gibi, ilk çeviriyi filmi seyretmeden sadece metin üzerinden yaptığınız için, o çeviride hata olması kaçınılmazdır. Filmdeki karakterlerin bir lafı söylerkenki ses tonlarına bağlı olarak bile çevirinin değişmesi gerekebilir. Spotting list'in bu konuyla hiçbir alakası yok tabii. Burada bütün iş çevirmende biter. Çevirmen önündeki filmi ne kadar anlamışsa, seyirciye de en fazla o kadarını iletebilir. "En fazla" kelimelerini özellikle vurguluyorum; çünkü bu işin içinde olan herkesin de gayet iyi bildiği üzere, sadece iyi anlamak yetmez. Anladığınızı doğru olarak aktarabilmek de ayrı bir meziyet ister.

Yorumlar
Yorum Gönder