21 and over

İnsanların başına olmadık işlerin geldiği, olayların büyük bir hızla zıvanadan çıktığı filmleri her zaman sevmişimdir. 21 And Over / Çılgın Doğumgünü filmini de, hem seyirci hem de çevirmen olarak çok sevdim. Bir kıyas yapmak gerekirse, aynı yazarlardan çıkma ilk Hangover / Felekten Bir Gece filmi kadar eğlenceli bir film olduğunu söyleyebilirim.


Filmin malzemeleri nispeten vakitlice gelmiş olsa da, diğer filmler son dakikada geldiği için sürekli bir sıkışma durumunda olduğumdan bu filmde de ister istemez bir sıkışma durumu yaşadım.

Filmin çevirisi kolay ve keyifliydi. Ancak, adetten olduğu üzere, spotting list dediğimiz altyazı dosyası tam bir kabustu. Neyse ki, yıllar içinde makro yazmayı iyice çözdüğümden, altından girip üstünden çıktım ve işimi kolaylaştıracak bir makro yazmayı bir şekilde başardım.

Normal bir altyazı sürecinde önce çeviri yapılır, sonra altyazıların filme oturup oturmadığını görmek ve gerekli hallerde müdahale etmek için film seyredilir. Genelde bu aşama aynı zamanda filmin metin üzerinden çevirisi yapıldıktan sonra ilk defa seyredildiği aşamadır. Dolayısıyla, sadece metin üzerinden çeviri yaparken kaçınılmaz olarak meydana gelen hatalar bu aşamada yakalanarak düzeltilir. Bazen, konuşan kişinin ses tonundan dolayı bile çevirinin değişmesi gerekebilir. Sonra bir kopyaya altyazı basılır. Kopya hata var mı diye kontrol edildikten sonra seri işleme geçilerek bütün kopyalara altyazı basılmaya başlanır.

Bu arada hazır yeri gelmişken, bu film olsun, çeviri ve altyazısını hazırlama sorumluluğunu aldığım bütün diğer filmler olsun, hepsini de kimseyi mağdur etmeden vaktinde yetiştirmek için günde dört saat ancak uyuyup harıl harıl iş yaptığım ve tabii ki kimseye yaranamadığım o dönemde,  "Ben yarın tek kopya basmak için şirkete gelemem. Onun için çeviriyi erken bitir." diyen değerli altyazı operatörü mesai arkadaşıma buradan selamlarımı iletirim.

Şu noktada bir parantez açıp tarihe küçük bir not düşeyim: Bu filmin çevirisini yaptığım dönemde, 6 Mayıs 2013 tarihinde, bir yaşını doldurmasının üzerinden aşağı yukarı 10 gün geçmiş olan oğlum ilk adımlarını attı. Ama tabii, iş olsa da olmasa da şirkette bulunmak için para alan değerli mesai arkadaşım tek kopya basmaya gelmeye tenezzül etmeyeceği için, çeviriyi normalde olacağından da erken bitirmek oğlumun ilk adımlarında yanında olmaktan daha önemliydi.

Sonuçta, gerçekten de sıkışık bir dönemde olduğumuz için çeviriyi yaptıktan sonra ilk kontrol işini başka bir arkadaşıma bırakmak zorunda kaldım. Kontrol işlemi için ayrılması gereken bu süre içinde de yapılması gereken diğer işlerle ilgilenme fırsatı buldum.

Ancak, birkaç gün sonra bir fırsat yaratıp da basılı kopyalardan birini seyrettiğimde, çeviride herhangi bir kontrol olmadığını gördüm. Diğer arkadaşım sadece spottingin tutup tutmadığına bakmış, çeviri kontrolü yapmamıştı. Duruma müdahale edip yakaladığım hataları düzelttim tabii ama filmin toplamdaki 30 kopyasının yarıya yakını gözden geçirilmemiş kopyayla vizyona girdi.

Yorumlar