Bir film vizyona kaç kopyayla girerse girsin, kaç kopyaya alt yazı basılırsa basılsın, o filmin çevirisi ve alt yazısını hazırlamak için yapılması gerekenler değişmez. Bunun için ayırmanız gereken süre, filmde ne kadar konuşma olduğu başta olmak üzere, başka bazı etkenlere bağlıdır.
İşte o yüzden, artık herkesin "Acaba şirket kapanır mı?" diye değil, "Şirket ne zaman kapanır?" diye sormaya başladığı bir dönemde, ben hâlâ harıl harıl çeviri yapıyordum. Müdürün odasında kodamanlar toplantısı yapılırken ve muhtemelen kaderimiz belirlenirken, ben odamda oturmuş Company You Keep / Geçmişin Sırları filminin çevirisiyle boğuşuyordum.
Çeviri ve akabinde alt yazı hazırlama sürecini etkileyen en önemli unsur bir filmde ne kadar konuşma olduğudur elbette; ama özellikle altyazıları hazırlarken en az diyalog adedi kadar önemli bir diğer unsur da, bizim spotting list dediğimiz, filmdeki konuşmaların giriş ve çıkış zamanlarını veren dosyadır. Bu dosya ne kadar iyi hazırlanmışsa, alt yazı o kadar kolay yapılır.
Bir spotting listin iyi hazırlanıp hazırlanmadığı iki önemli noktaya bakılarak belirlenir: Birincisi, bize verilen giriş - çıkış süreleri filme uyuyor mu? Normalde beklenen, o spotting listte verilen sürelerin filmle tam uyumlu olmasıdır; ama bazen öyle olmaz ve siz bütün filme baştan spotting yapmak zorunda kalırsınız. İkinci önemli nokta da, spotting listte yazan süre bilgilerini kolayca kullanıp kullanamadığımızdır. Bu bir pdf dosyasıysa, ya da Word dosyası olsa bile herhangi bir makro yazmaya mümkün olmayacak kadar kötü hazırlanmışsa, bütün timecode değerlerini elle kopyalamak gerekir. Ortalama bir filmde binden fazla diyalog olduğunu, her diyaloğun giriş ve çıkış olmak üzere iki timecode'u olduğunu düşünürsek, alt tarafı bir yerde gördüğün sayıları başka bir yere yazmaktan ibaret olan bu kopyalama işlemi tam bir kabusa dönüşür.
Bu filmin spotting listi, çoğu kez olduğu üzere hiç de iyi hazırlanmamış olduğu için beni çok uğraştırdı. En büyük sıkıntı, spotting listin bir tam tablo olacak şekilde değil, her sayfada ayrı bir tablo olacak şekilde hazırlannış olmasaydı -ki bunun iyi bir fikir olduğunu kim düşünmüşse, kendisinin kulaklarını bayağı bir çınlattım.
Bir diğer sorun da, artık bize iyilik ettiklerini sandıklarından mıdır nedir, spotting listin özet diyalog şeklinde gelmesiydi. Yani, adamlar filmin orijinal İngilizce diyaloglarını alt yazıya sığacak şekilde kısaltarak vemişlerdi. Tabii ben bu durumu filmi seyredene kadar fark etmediğimden, filmin kopyaları gelip de çeviriyi görüntülü kontrol ettiğimde kötü bir sürprizle karşılaştım. Asıl diyalogları değil, alt yazı için özetlenmiş diyalogları çevidridğim için pek çok yerde anlam değişikliği olmuştu. Yani o kadar uğraştığım yetmemiş, bir de görüntülü kontrol sırasında pek çok yeri baştan çevirmiştim.
"Film güzel miydi bari?" diye soracak olursanız, "Bir de bu arada bir fırsatını bulup yakınlardaki bir hastanede check-up'a girdim. Şeker hastası olduğum ortaya çıktı." derim. Bu kadar yoğun bir tempoda çalışmamam gerektiğini, bunun yaşam kalitesini azalttığını söylemeyen bir hastane diyetisyeni kalmıştı, o da oldu.
İşte o yüzden, artık herkesin "Acaba şirket kapanır mı?" diye değil, "Şirket ne zaman kapanır?" diye sormaya başladığı bir dönemde, ben hâlâ harıl harıl çeviri yapıyordum. Müdürün odasında kodamanlar toplantısı yapılırken ve muhtemelen kaderimiz belirlenirken, ben odamda oturmuş Company You Keep / Geçmişin Sırları filminin çevirisiyle boğuşuyordum.
Çeviri ve akabinde alt yazı hazırlama sürecini etkileyen en önemli unsur bir filmde ne kadar konuşma olduğudur elbette; ama özellikle altyazıları hazırlarken en az diyalog adedi kadar önemli bir diğer unsur da, bizim spotting list dediğimiz, filmdeki konuşmaların giriş ve çıkış zamanlarını veren dosyadır. Bu dosya ne kadar iyi hazırlanmışsa, alt yazı o kadar kolay yapılır.
Bir spotting listin iyi hazırlanıp hazırlanmadığı iki önemli noktaya bakılarak belirlenir: Birincisi, bize verilen giriş - çıkış süreleri filme uyuyor mu? Normalde beklenen, o spotting listte verilen sürelerin filmle tam uyumlu olmasıdır; ama bazen öyle olmaz ve siz bütün filme baştan spotting yapmak zorunda kalırsınız. İkinci önemli nokta da, spotting listte yazan süre bilgilerini kolayca kullanıp kullanamadığımızdır. Bu bir pdf dosyasıysa, ya da Word dosyası olsa bile herhangi bir makro yazmaya mümkün olmayacak kadar kötü hazırlanmışsa, bütün timecode değerlerini elle kopyalamak gerekir. Ortalama bir filmde binden fazla diyalog olduğunu, her diyaloğun giriş ve çıkış olmak üzere iki timecode'u olduğunu düşünürsek, alt tarafı bir yerde gördüğün sayıları başka bir yere yazmaktan ibaret olan bu kopyalama işlemi tam bir kabusa dönüşür.
Bu filmin spotting listi, çoğu kez olduğu üzere hiç de iyi hazırlanmamış olduğu için beni çok uğraştırdı. En büyük sıkıntı, spotting listin bir tam tablo olacak şekilde değil, her sayfada ayrı bir tablo olacak şekilde hazırlannış olmasaydı -ki bunun iyi bir fikir olduğunu kim düşünmüşse, kendisinin kulaklarını bayağı bir çınlattım.
Bir diğer sorun da, artık bize iyilik ettiklerini sandıklarından mıdır nedir, spotting listin özet diyalog şeklinde gelmesiydi. Yani, adamlar filmin orijinal İngilizce diyaloglarını alt yazıya sığacak şekilde kısaltarak vemişlerdi. Tabii ben bu durumu filmi seyredene kadar fark etmediğimden, filmin kopyaları gelip de çeviriyi görüntülü kontrol ettiğimde kötü bir sürprizle karşılaştım. Asıl diyalogları değil, alt yazı için özetlenmiş diyalogları çevidridğim için pek çok yerde anlam değişikliği olmuştu. Yani o kadar uğraştığım yetmemiş, bir de görüntülü kontrol sırasında pek çok yeri baştan çevirmiştim.
"Film güzel miydi bari?" diye soracak olursanız, "Bir de bu arada bir fırsatını bulup yakınlardaki bir hastanede check-up'a girdim. Şeker hastası olduğum ortaya çıktı." derim. Bu kadar yoğun bir tempoda çalışmamam gerektiğini, bunun yaşam kalitesini azalttığını söylemeyen bir hastane diyetisyeni kalmıştı, o da oldu.

Yorumlar
Yorum Gönder