Çeviri yapmaya başladığım yıllarda internet, basit bir resmi indirmek için bile 10 - 15 dakika beklemeniz gereken pahalı bir oyuncaktı. Evimde internet yoktu. Hatta onu bırakın, belli bir süre bilgisayarım bile olmadı; ama o ayrı bir konu. Neyse, çeviri yaparak geçirdiğim o yalnız gecelerde, eve bağlı bir internetim olmasını ve sıkıldıkça bir - iki bir şeye bakıp oyalanmak istediğimi çok iyi hatılıyorum. Aradan geçen yaklaşık yirmi yılda geldiğim nokta: İşleri yetiştirmek için interneti bilerek kapatmak. Yaşasın teknoloji.
Bir gün bir rüya gördüm. İlkokulumun duvarına yaslanmış üst üste koliler vardı. Ben de o kolilerin tepesindeydim. Koli istifi yüksek ve herhangi bir yere sabitlenmemiş olduğu için kımıldamaya korkuyordum. En küçük bir hareketimde hepsi düşebilirdi. Düşersem öleceğimi biliyordum ama koliler çok dengesiz olduğu için ilkokulun duvarına sıçrayamıyordum. Yavaş yavaş, pes edip kendimi aşağı bırakma seçeneğini değerlendirmeye başlamıştım.
Tam da Out of Furnace filminin çevirisini yaparken gördüğüm bu rüya, aslında altndan nasıl kalkacağımı bilmediğim çeviri yükü ve diğer sorumluluklar karşsısında hissetiklerimin bir yansımasıydı kanaatimce. O kadar kolinin tepesinde sonsuza dek cambazlık yapmalıydım. Pes edip bırakacak olsam... Böyle bir şey düşünülemez bile.
Peki neredeyse her zaman başıma gelen dar zaman ve kötü spotting list dışında Out Of Furnace nasıl bir filmdi? Film çevirilerini önce metinden yapıp çok sonra filmin kendisi gelince görüntülü kontrol yaptığımı daha önceki yazılarımda da söylemiştim. İşte bu film, görüntülü kontrol sırasında benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Metinden çeviri yaparken o kadar beğendiğim diyaloglar ve senaryo, çok iyi bir oyuncu kadrosuna sahip olan filmi seyrettiğimde "Bu mu yani?" dememe sebep olacak kadar kötü çıktı. Hiç de kafamda canlandırdığım gibi değildi.
Anlaşılan, Türk sinema seyircisi de film için benzer şeyler düşünmüş ki, Box Office sitesine bakacak olaursak filmi sinemada toplam 2500 kişi ancak seyretmiş.
Tam da Out of Furnace filminin çevirisini yaparken gördüğüm bu rüya, aslında altndan nasıl kalkacağımı bilmediğim çeviri yükü ve diğer sorumluluklar karşsısında hissetiklerimin bir yansımasıydı kanaatimce. O kadar kolinin tepesinde sonsuza dek cambazlık yapmalıydım. Pes edip bırakacak olsam... Böyle bir şey düşünülemez bile.
Peki neredeyse her zaman başıma gelen dar zaman ve kötü spotting list dışında Out Of Furnace nasıl bir filmdi? Film çevirilerini önce metinden yapıp çok sonra filmin kendisi gelince görüntülü kontrol yaptığımı daha önceki yazılarımda da söylemiştim. İşte bu film, görüntülü kontrol sırasında benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Metinden çeviri yaparken o kadar beğendiğim diyaloglar ve senaryo, çok iyi bir oyuncu kadrosuna sahip olan filmi seyrettiğimde "Bu mu yani?" dememe sebep olacak kadar kötü çıktı. Hiç de kafamda canlandırdığım gibi değildi.
Anlaşılan, Türk sinema seyircisi de film için benzer şeyler düşünmüş ki, Box Office sitesine bakacak olaursak filmi sinemada toplam 2500 kişi ancak seyretmiş.

Yorumlar
Yorum Gönder