Bundan 1,5 - 2 yıl kadar önce, siyasi erkin çok hızlı bir politik manevrayla, o güne kadar kolluyormuş gibi göründüğü Kürt milliyetçiliğini bir günde çok sert bir şekilde karşısına alıverdiği dönemin biraz evvelinde, IŞİD, Kobani'ye girerken, Türkiye'deki Kürt kökenli vatandaşlar TC'nin konuya Kürtler lehine müdahil olmasını istemek için gösteriler düzenlemiş, o gösterilerde etraflarında ne varsa yakıp yıkmıştı. Sene 2014, aylardan Ekim'di.
Söz konusu olayların olduğu günlerde, ben de İnşaat 2 filminin yurt dışı vizyonu için alt yazılarını hazırlıyordum. Önce sadece Almanca, aradan birkaç ay geçtikten sonra da İngilizce alt yazıları hazırladım. Hattta, gelen İngilizce çevirinin son bölümü eksik çıktığından, zaman kaybetmemek için kalan kısımları ben çevirdim.
Hem film sesli çekildiği, hem oyuncular aksanlı konuştuğu, hem de o sırada hoparlörümdeki hışırtı sorunu devam ettiği için, filmde birçok diyaloğu düzgün duyamadığımı, o yüzden de yapımcılardan sürekli yardım istediğimi hatırlıyorum.
Türk sinemalarını ele geçiren sulu komedilerden dolayı vizyonda fazla bir şansının olmayacağı belliydi aslında. Nitekim, Box Office Türkiye sayfasına bakacak olursak, sadece 42 bin seyirci çekebilmiş. Oysa bence, kaliteli oyuncuları, eğlenceli bir senaryosu, ve gayet ciddi bir siyasi eleştirisi olan bu film daha fazla ilgiyi hak ediyordu. Ne bileyim, içinde "Bu ülkede yalnızca güçlülerin lafı geçer. Kimsenin sizin fikirlerinize ihtiyacı yok." diye bir laf geçen bir filmin bu kadar diplerde olmaması gerekirdi diye düşünüyorum.
İlk paragrafta bahsettiğim olaylara dair gazete manşetlerini buradan görebilirsiniz.
Filmin Box Office sayfası için burayı tıklayabilirsiniz.
Söz konusu olayların olduğu günlerde, ben de İnşaat 2 filminin yurt dışı vizyonu için alt yazılarını hazırlıyordum. Önce sadece Almanca, aradan birkaç ay geçtikten sonra da İngilizce alt yazıları hazırladım. Hattta, gelen İngilizce çevirinin son bölümü eksik çıktığından, zaman kaybetmemek için kalan kısımları ben çevirdim.
Hem film sesli çekildiği, hem oyuncular aksanlı konuştuğu, hem de o sırada hoparlörümdeki hışırtı sorunu devam ettiği için, filmde birçok diyaloğu düzgün duyamadığımı, o yüzden de yapımcılardan sürekli yardım istediğimi hatırlıyorum.
Türk sinemalarını ele geçiren sulu komedilerden dolayı vizyonda fazla bir şansının olmayacağı belliydi aslında. Nitekim, Box Office Türkiye sayfasına bakacak olursak, sadece 42 bin seyirci çekebilmiş. Oysa bence, kaliteli oyuncuları, eğlenceli bir senaryosu, ve gayet ciddi bir siyasi eleştirisi olan bu film daha fazla ilgiyi hak ediyordu. Ne bileyim, içinde "Bu ülkede yalnızca güçlülerin lafı geçer. Kimsenin sizin fikirlerinize ihtiyacı yok." diye bir laf geçen bir filmin bu kadar diplerde olmaması gerekirdi diye düşünüyorum.
İlk paragrafta bahsettiğim olaylara dair gazete manşetlerini buradan görebilirsiniz.
Filmin Box Office sayfası için burayı tıklayabilirsiniz.

Yorumlar
Yorum Gönder