POMPEII

Filmin materyelleri ben sıkıştırmayacak kadar vakitli geldi. Ben de fırsat yaratıp çeviriye zamanında başladım. Zaten çok konuşmalı bir film de değildi. Bazı dizilerin tek bir bölümü için harcadığım zamanda bütün filmi bitirdim. Filmin kendisi de, öyle çok süper bir şey olmasa da, yoklukta gideri vardı sonuçta.



Pompeii filmi beni pek üzmedi yani. Bir de spotting list dediğimiz, orijinal metnin olduğu dosya daha iyi hazırlansaymış süper bir iş olacakmış. Bir de, filmi internetten verdikleri bir adres üzerinden seyretmek zorunda olmam sıkıntıydı azıcık. Çeviri yaparken kaçınılmaz olarak yapmam gereken durdur - biraz başa al - oynat işlemleri tam bir işkence olmasa gerçektten dört dörtlük iş olacaktı.

Her şey bir yana, bu işin gerçekten canımı sıkan tek bir yanı oldu: parasını alamamak. Ve evet, yine o, bana işleri düştüğünde her gün arayan ama işleri bitince sosyal medyadan attığım mesajlara bile cevap vermeyen arkadaşlardan geldi bu çeviri.

Şirket kapanıp da serbest çevirmenliğe geçtikten sonra, iş temin etme konusunda pek bir sıkıntım olmadı. Hatta tam aksine, çoğu kez çok sıkışık bir takvim içinde koşturup durmak zorunda kaldım. Neyse ki, en azından iş temini konusunda bie sıkıntım olmadı. Yapıp teslim ettiğim işlerin parasını zamanında almak ve ailemi doğru düzgün geçindirmek ayrı bir macera konusu tabii.

Ama olsun, sonuçta kolay bir işti. Hemen bitti.

Yorumlar