bana masal anlatma

Türk filmlerinin yurt dışı gösterimleri için alt yazılarını hazırlarken, işe o filmin diyalog dökümünü çıkarmakla başlarım. Bazen o filmin diyalog dökümü hazır gelse de, yüz işin doksan dokuzunda bu deşifre işi bendedir. Haliyle, deşifre yapmadan önce filmi önceden seyretmeye gerek olmaz. Filmi açar, dinler, yazarsınız. Bu işlemden önce filmi seyretmenin gereksiz bir adım olduğu bile söylenebilir.

Bana Masal Anlatma filminin farklı bir dokusu olduğunu daha ilk sahnelerde anladım. Öyle ki, filmin üç - beş dakikasının deşifresini çıkardıktan sonra işi gücü bırakıp filmin tamamını seyretmeye koyuldum. Hiç de pişman olmadım. Gerçekten de çok farklı, çok eğlenceli bir film olması bir yana, absürt yaklaşımıyla seyrettiğim film yığınları arasından sıyrılan, bambaşka bir şey olduğunu gördüm. Nasıl diyeyim, yerli - yabancı ayrımı yapmaksızın, piyasadaki filmlerin çoğu güzel olsa da, ancak bir fast food dükkanından alabileceğiniz lezzeti verirken, bu film size bambaşka lezzetler sunuyordu.

Bana ilk gelen kopyada filmin jeneriği olmadığı için ilk başta bilmiyordum, ama sonra, filmde Leyla İle Mecnun efsanesinin senaristi Burak Aksak'ın imzasını görünce, her şey yerli yerine oturdu tabii.


Tabii filmde her şeyin dört dörtlük olduğunu iddia etmiyorum. Örneğin, Burak Aksak, yeni bir absürtlük denemesi olması için mi yapmış yoksa gerçekten acemi hatası mı yapmış bilmiyorum ama film içinde kendi esprilerini açıklamaya kalkmasaymış çok daha iyi olurmuş. Ya da, filmin baştaki sahnelerinden birinde "Bir şeyi 15 kere söyleyince güzelliği kalmıyor tabii." diye bir laf geçtikten sonra "çocukluğumun bayram sabahları gibi" tabirini, üstelik kendisine bile ait olmadığı halde neden iki kere kullandığını anlamadım.

Yine de güzel filmdi, ve de tabii güzel olup olmamasından bağımsız olarak yine çok emek verdim. Örneğin, yazının başında bahsettiğim o deşifre için, her ne kadar basit bir işmiş gibi görünse de, bir saatte 5 - 6 dakikanın deşifresi ancak çıkarılabildiği için, aslında çok zaman alan, insanın günlerce bilgisayarın başına kilitlenmesine sebep olan bir iştir - ki kendi doğum günümde bile bu filmin deşifresini bitirip diğer adımlara geçmeye uğraşıyordum. Neyse ki doğum günlerinde çılgınlar gibi parti veren bir insan değilim de, oturup sakin sakin işimi yapmaya devam ettim.

Ve bir de, merak edenler için, filmdeki minibüs sahnesinde çalan şarkının tamamı aşağıdaki YouTube videosunda.

Yorumlar