The Gunman alt yazı çeviri notları

Bütün şehrin kara yenildiği, insanların işe gitmek uğruna buz gibi soğukta toplu taşıma araçlarıyla ya da yerinden kımıldamaya zorlanan arabalarla mücadele verdiği günler, çalışmaya başlamak için evinin içindeki bir odadan başka bir odaya geçmekten başka bir şey yapmasına gerek olmayan serbest çevirmenlerin kendilerini şehrin geri kalanına göre şanslı hissettiği günlerdir.


Kimilerinin yaptığı iş, koca İstanbul'un kara teslim olduğu günlerde ofise gitmemesine müsaittir. Böyle bir pozisyonda olanlar, kar gibi son derece geçerli bir mazeretleri olduğu için işe gitmediğinde kimse onlara "Neden gelmedin?" demez. Zaten kuvvetle muhtemel, ona "Neden gelmedin?" diyecek pozisyondaki kişi de işe gitmemiştir.

Ancak, benim yaptığım iş mesai saatleri içinde bir ofiste olmaya değil, belirli bir projenin belirli bir tarihte bitmesine dayalı olduğundan, ister evden çalışayım ister bir şirket bünyesinde, hayatımda hiçbir zaman "Bugün kar yağdığı için ofise gelmedim." diyebilen insanlardan olmadım. Dışarıda kar değil, volkanik dağlardan lav yağsa, üç gün sonra teslim edilmesi gereken bir iş varsa o iş üç gün sonra teslim edilmek zorundadır. Kabul, son teslim tarihinin belirli bir esneme payı da olabiliyor tabii, ama sonuçta karmış, fırtınaymış, bunlar mazeretten sayılmadığından, bütün şehrin kara teslim olduğu bir günde evimde kahvemi yudumlayarak çalışabiliyor olmak yaptığım işin en büyük artılarındandır. Bir de bonus olarak şöyle bir listeyi dinleme olanağı varsa, en güzeli olur.

The Gunman filminin çevirisine işte böyle karlı bir günde başladım. Herhangi bir açıklama olmaksızın bol kepçeden kullanılan kısaltmaların ne anlama geldiğini çözmek başta gelmek üzere, filmin diline alıştıktan sonra en azından çeviri safhasında beni fazla zorlamayan bir film oldu. Öte yandan, alt yazıları filme oturtmak, birtakım teknik aksaklıklardan dolayı olmasını isteyeceğimden daha uzun zaman aldı. Ama son tahlilde, kaliteli bir film olduğu için üzerinde keyifle çalıştığım bir işti.

Filmin imdb'de aldığı 5,8 puandan ve Türkiye'de vizyona girdiğinde ancak ulaşabildiği 16 bin seyirciden daha fazlasını hak ettiğini düşünüyorum.


Yorumlar