TOP TEN COUCH POTATO alt yazı notları

Tıpkı bir boksörün gard alması gerektiğini teorik olarak bilip de gard almayı pratikte ancak yumruk yiye yiye öğrenebilmesi gibi, ben de elbet bir gün "Hayır." demem gereken işlere "Hayır." demeyi öğrenecektim.

Ama o gün, Couch Potato denen 6'şar dakikacık bölümlerden oluşan dolgu malzemesi kıvamındaki programların çevirisini yaptığım gün değildi. Hem de acil olarak.

Hayır demem gerektiğini bile bile, sırf kısacık bölümlerden oluştuğu ve kolayca yapılabilecekmiş izlenimi verdiği için bu acilen halledilmesi gereken işi kabul ettim; ve tabii genellikle olduğu üzere iş hiç de göründüğü gibi çıkmadığı ve beni umduğumdan fazlasıyla meşgul ettiği için de pişman oldum.

Tabii kimseyi suçlamıyorum. Her ne kadar azıcık emrivakiyle posta kutumda buluverdiğim bir iş olsa da, "Hayır, bunu yapmayacağım." desem kafama silah dayayıp yaptıracak halleri yoktu. İş geldi, "Yaparım." dedim. Sonradan pişman olsam da, o yumruğu ben bile bile yedim.

Program, yapımcıların herhangi bir kategoride seçtikleri ilk 10 filmden parçaların gösterildiği bir programdı. Her filmden otuz saniye - bir dakikalık parçalar koyuyorlardı. Bana olan tek katkısının seyretmem gereken filmler listesine birkaç film daha eklemem olduğunu söyleyebilirim. Bu arada söz konusu liste o kadar uzun oldu ki, hepsini seyretmeye ömrümün yeteceğinden emin değilim.

Yorumlar