VIKINGS S3 alt yazı çeviri notları

Televizyonda gördükleriyle gerçek hayatı birbirinden ayırt etmekte zorlandığı hissi verenlerin sayısının giderek arttığı bir toplumda yaşadığımız için vurdulu kırdılı içeriklere karşı bakış açım eskiye oranla çok daha eleştirel olsa da, ben bu tip film ve dizileri seviyorum, elimde değil.

Bir seyirci olarak, içinde fazla diyalog olmayan, kolay anlaşılır bir konuya sahip ve aksiyon sahneleri ekranda güzel görünsün diye kafa yorulmuş filmleri seyretmeyi seviyorum. Yoğun bir iş gününün ardından kafamı boşaltmamı sağlıyorlar. 

Çevirmen olarak da beni fazla yormayan, başladığı gibi biten bu tarz işleri seviyorum. Çevirdiğim kelime başına ücretlendirilen işlerden biri bile olsa, bana daha çok kazandıran ama çok daha fazla yoran bir film yerine böyle hafif siklet film ve dizileri tercih ediyorum. Tabii çoğu kez seçme şansım olmadığından, artık bahtıma ne çıkarsa onu kabul etmek durumunda kalıyorum; ve de tabii bahtıma Vikings gibi bir dizi çıkmışsa da seviniyorum.


Bütün dünyada aynı anda yayınlandığı için belirli bir zaman aralığı içinde yetiştirme stresi yaratsa da, kolayca çevrilen bir içerik olduğu için bu stresi minimum seviyede hissettiğim, üzerinde çalışırken keyif aldığım bir iş oldu Vikings benim için. 

Dizinin, o barbar görünümlü, kaba saba adamların İngilizce konuşmaya başlayınca mıymıy bir ses tonuna geçmesi gibi gibi ilk başta yadırgadığım, ve ne yalan söyleyeyim en sonda da yadırgamaya devam ettiğim noktaları vardı elbette. Ayrıca dizideki zinaya bu kadar hevesli kraliçeleri için İzlanda Kralının, ya da ne bileyim, dizi boyunca en baba pembe diziye taş çıkartacak çakallıklar peşinde koşan Wessex Kralı için İngiltere Kraliçesinin çıkıp da "Biz ecdadımızı böyle bilmeyiz." diye atarlanıp atarlanmadığını da merak etmedim değil doğrusu.

Yorumlar