RAUF alt yazı notları

Bazı filmler vizyonda olabildiğince seyirci çekmeyi hedeflemez; anlattığı hikayenin ve daha önemlisi anlatış şeklinin genel seyircinin ilgisini çektiği ispatlanmış formüller üzerinden yürümesini tercih etmez. Alt yazılarını hazırladığım, çevirisine karışmadığım ama çevirmeniyle sürekli dirsek temasında olduğum Rauf filmi bunlardan biriydi. Vizyona girmekten çok festivallerde yarışmayı hedefleyen filmler için söylenegelen "festival filmi" tabiri bu işin içindekiler tarafından resmi olarak kabul edilmiş bir kategori midir bilmiyorum ama Rauf filmi tam da buydu işte: Festival filmi.

Askerliğimi yaptığım kısa dönem boyunca iyi kötü tanıma şansını edindiğim ve tüm zorlu şartlarına rağmen doğasına bayıldığım Kars'ı bir daha görme imkanı verdiği için bu filmin sunduğu görüntülerden keyif aldığımı söyleyebilirim. Ama öte yandan, terör yapılanmasının neredeyse hiç olmadığı Kars'ta, ayrıca olsa bile, PKK'nın her kış kendi kendine ateşkes ilan ettiği bilindiği halde o karlı dağlara fon sesi olarak silahlı çatışma seslerinin seçilmesini yadırgadım.



Az konuşmalı olduğu için benim açımdan güzel bir iş oldu. Ayrıca yukarıda da bahsettiğim gibi, film bana özlediğim Kars'ı gösterdiği için pek çok sahnesini seyrederken keyif aldım. Öte yandan, her ne kadar hiç bilmediğimiz hayatlara pencere açma çabasını takdir ediyor olsam da, filmin kendisi, hikayesi, hikayesini anlatış şekli konusundaki fikirlerim biraz daha farklı oldu. Vizyon filmi haricinde bir şey seyrettikleri zaman genel yığınların üstünde olduğunu ispat etmek için o filmi beğenmek zorunda olduğunu düşünen kitlenin aksine, birkaç sahne haricinde filmdeki oyunculuğu beğenmedim. Bu tarz filmlerin olmazsa olmazı durağanlığı, olay örgüsünün ağır çekimde gelişmesini de beğenmedim. Ayrıca hayatı bir çocuğun gözünden vereyim derken sadece ölen teröristlere ağlayan köylülere yer verilmesini hiç beğenmedim.

Yorumlar