İnsanlar anlık faydacıdır. Ellerinin altındaki küçük bir faydayı, o faydadan vazgeçmek koşuluyla ileride elde edilmesi muhtemel daha büyük faydaya tercih ederler.
Örneğin diyet yapmak bunun için zordur. O mis gibi kokan ekmeği yemediğiniz zaman bunun size ileride daha sağlıklı bir
Ama ilerideki fayda belirsiz bir gelecekte olduğundan, hatta gerçekten elde edip etmeyeceğinizin bir garantisi olmadığından, elinizin altındaki faydayı müphem bir faydaya tercih ederiz. Ve de tabii, genellikle yanlış karar vermiş oluruz.
Aynı prensibi serbest çeviri mesleğine de uygulayabiliriz aslında. Bir işi kabul etmemenizin o işi kabul etmekten büyük ihtimalle daha hayırlı olacağını bilirsiniz. Ama iş elinizin altındadır. İleride daha iyi şartlarda bir iş çıkma olasılığı olsa da, çıkmayabilir de. Hem, ileride gerçekten şartları daha iyi bir iş çıkacak olsa bile o an için elinizde yapacak bir iş yoktur. Bakmanız gereken bir aileniz, ödemeniz gereken faturalarınız olduğunu düşündüğünüzde, o an size gelen işi "Ben bunu yapmayacağım." diyerek geri göndermek içinizden gelmez. Ve de maalesef, genelde yanlış karar verirsiniz.
LITTLE WOMEN LA dizisinin dublaj çevirisi benim için böyle bir deneyim oldu. Daha en başından bunun kötü bir fikir olduğunu bilsem de, bana teklif edilmiş bir işi geri çevirecek lüksüm olmadığından kabul ettim. İnsanların kamera karşısında ama kamera yokmuş gibi konuştuğu programlar her zaman zor olmuştur. Bu programın dublaj çevirisi istenmişse zorluk derecesi üstel olarak artar. Birkaç ay sonra alacağınız paranın bu iş için harcayacağınız emek ve zamanın karşılığı olmadığını bilirsiniz. Ama birkaç ay sonra da ödemeniz gereken faturalar olduğu için kabul etmezlik yapamazsınız.
Nitekim, iki saat durmaksızın çeviri yapıp da programda sadece iki dakikacık ilerlediğimi görnek benim için tam bir
Yorumlar
Yorum Gönder