about last night

Dublaj:


Bir kadın ve bir erkek tanışır. Çıkmaya başlarlar. Arada sırada duygularından emin olamasalar bile ilişkileri istikrarlı bir şekilde ilerlemeye devam eder. Bu arada, tanışmalarına vesile olan arkadaşları bir süre çıkar ama sonra ayrılır. Ama ortak arkadaşları yüzünden sürekli karşılaşırlar ve sürekli kavga edip dururlar. Bunu da film diye yuttururlar.


Çevirdiğim onca film arasından en çok aklımda kalanının West of Brooklyn olduğunu daha önceki bir blog yazısında yazmıştım. Filmin aklıma kazınmasının sebebi çok iyi bir film olması değil, tam aksine çevirisini yaptığım en kötü film olmasıydı. İşte, About Last Night, kötü film olma kulvarında West of Brooklyn'le kapışan yegane filmdir.

Hiçbir şey anlatmayan ve hiçbir yere varmayan ama asla susmayan diayaloglarla dolu, filmin yarı süresini geçtiğiniz halde "kızla oğlan tanışır ve birbirini sever" dışında hiçbir konusu olmayan, tam bir zaman kaybıydı bu film. En azından konusu diyebileceğimiz bir şeyden bahsettiği için belki West of Brooklyn'den iki miligram daha iyi denebilir, ama yok, filmi seyretmeden önce nasıl birşey olduğuna bakmak için internette araştırırken kozmozun anlaşılmaz bir cilvsi sonucu bu bloga denk geldiyseniz hemen uyarayım: seyretmeyin bu filmi. Zamanınız gerçekten de bu filmden çok daha değerli.




Gündem:


Çeviriyi yaptığım sırada Türkiye'nin gündeminde, belediye otobüsüne binen iki kolunu da kaybetmiş bir gaziye, şoförün "Kollarını benim için mi kaybettin şerefsiz?" demesi vardı. Hatırlayacak olursanız çözüm süreci denen içeriğinin ne olduğu belirsiz politika paketinin yürürlükte olduğu, ölenlerin değil öldürenlerin yüceltildiği bir dönemdeydik. Sonra, tamamen yanlış sebeplerden ve yine tamamen yanlış bir stratejiyle o politikadan 180 derece dönüldü. Ama teröristlere görülmemiş imtiyazlar sağlanırken de, tam tersine terörist avlamak için şehirleri ablukaya alırken de ayrılıkçı eğilimin toplumun her kesimine biraz daha işlemesine engel olunamadı.

O otobüs şoförüne ne oldu bilmiyorum ama tek temennim adam akıllı bir ceza almış olmasıdır.

Alt yazı:

Filmi dublaj için çevirdikten aylar sonra benden bir de alt yazısını istediler. Elimde filmin kendi yaptığım hazır çevirisi olmasına rağmen, sadece dublaj metnini alt yazıya dönüştürmek bile 8 saatimi aldı. Ne kadar sıkıntılı bir film olduğunu siz düşünün.


Ancak, alt yazı dönüştürmesi için filme tekrar bakarken fark ettiğim bir şey oldu: Filmi gayet güzel çevirmişim. Bazen, eski yaptığım işlere baktığımda kendi hatalarımı görür, "Bunu nasıl gözden kaçırmışım?" diye kendime kızarım. Oysa bu filmde pek öyle demedim. Tam aksine, "Aferin kendime. Bunu böyle çevirmekle iyi etmişsin." gibi şeyler söyledim.

Çevirisini yaptığım en kötü filmlerden biri olan West of Brooklyn'le ilgili yazdıklarıma buradan ulaşabilirsiniz. 

Gaziye  "Kollarını benim için mi kaybettin şerefsiz?" diyen otobüs şoförüyle ilgili habere de buradan ulaşabilirsiniz.

 

Yorumlar